Dünyada Gidilmesi Gereken 8 Şehir
Lizbon – PORTEKİZ
Portekiz’in başkenti olan Lizbon, Batı Avrupa’nın en eski kentidir. Londra ve Paris’ten önce gelmektedir ve Tagus Nehri’nin ağzında oturmaktadır. Lizbon’un kimseye kanıtlayacak bir şeyi yoktur çünkü olduğu gibi biraz cilasız ve güzel görünüme sahiptir. Şehrin neredeyse her yerine ya nefes kesen manzaraya sadece birkaç adım uzaklıkta olduğunuzu unutmayın.
Floransa – İTALYA
Bu şehir, ” ölmeden önce yemek yenecek şehirler ” listesinde oldukça yüksek bir konumda olmalıdır. Güzel ve rüya gibi Tuscan kırsalında sanatçılara yüzyıllardır esin kaynağı olmuştur. Ama gerçekten, Floransa’yı ziyaret ettikleri birine nasıl yolculuk yaptıklarını sorun. Güzellik ve yemekten bahsedeceklerdir.
Normandiya – FRANSA
Bu Fransız şehri şu anki nesilde, Müttefik Kuvvetleri’nin 1944’te dünyayı kurtarmak için indiği yer olarak biliniyor. Normandiya da nefes kesici derecede güzeldir. Mont St-Michel’in ada manastırını tek başına gezmek, gezmeye değer olduğu gibi çakıllı plajlar, sakin köyler ve Fransa’daki en iyi ortaçağ müzelerinden bazıları da burada bulunmaktadır.
Cape Town – GÜNEY AFRİKA
Cape Town, Güney Afrika liman kenti, güzel açık mavi su, beyaz kum ve penguenleri ile plajlara sahiptir. Ayrıca Burning Man –Afrika Burn’un Afrika versiyonuna ev sahipliği yapıyor ve Burston Street’teki Long Street adlı daha az kalabalık versiyonu var. Fakat bunların hiçbirinin bile süslü olmadığındna bahsedebiliriz. Şehirde teleferiğe binebilir ve Masa Dağı’nın nefes kesen manzarasının tadını çıkarabilirsiniz.
Vatikan – İTALYA
Yüksek güce inanmasanız bile Vatikan’daki sanat, belki de İlahi’yi hayal etmenizi sağlayabilir. Vatikan, aynı zamanda dünyanın en küçük ülkesi, bir şehir devleti olan Roma ile çevrelenmiştir. Michelangelo’nun 1500’lerin başında kendisi tarafından boyanan Sistine Şapeli’ne ev sahipliği yapıyor ve bugün Batı Sanatı üzerinde büyük etkisi var.
Saint Petersburg – RUSYA
Saint Petersburg, Rusya, Baltık denizindeki liman kentidir. 1700’lü yılların başında inşa edilen, Peter Great tarafından bir rüyanın gerçekleştirilmesidir ve Rusya’nın kültür merkezi olmaya devam etmektedir. Hermitage Müzesi, Kış Sarayı ve Rus Balesi, bu harika şehirde görmek zorunda olduğunuz şeylerin kısa bir listesidir.
Kyoto – Japonya
Bir zamanlar Japonya’nın Başkenti olan Kyoto, Eski Japonya’dan gelen zengin kültürel mirasın çoğunu elinde tutuyor ve Tokyo gibi büyük şehirlerden çok uzaktadır. Budist Tapınakları, Shinto Tapınakları ve büyülü bahçeler bu şehrin güzelliğini tanımlıyor ve geleneksel sanat hala bazı ülkeler tarafından uygulanmakta olduğu için modern bir geyşanın yerini görebilirsiniz. Üç tarafı dağlarla çevrili olan Kyoto, yürüyüş yapmak için mükemmel bir yer ya da daha az maceracı bir yer olup, bambu kulübesinde sakin bir yol etrafında dolaşır.
Edinburgh – İSKOÇYA
Edinburg, İskoçya’nın başkenti ve bilmeyenler için dünyanın en iyi içki evlerine ev sahipliği yapıyor. Bunun dışında Edinburg, güzel kırsal ve Ortaçağ Kaleleri’nin yanı sıra Kraliyet Botanik Bahçesi, İskoçya Ulusal Müzesi ve Eski Kent alanlarına sahiptir.