YEME BOZUKLUKLARI
GENÇLERDE YEME BOZUKLUKLARI
- Büyüme döneminde dengeli ve yeterli beslenme büyük önem taşır. Bu çağda boyun uzaması, gelişmesi ve kilonun artması söz konusu olduğu için önemli oranda enerji tüketimi vardır. Bu enerjinin yapıtaşı olarak da vücut proteine ihtiyaç duyar. Ayrıca, bu dönemde demir, manganez, iyot gibi eser (az miktarda ihtiyaç duyduğumuz) elementler de gereklidir.
- Yine büyüme hormonunun faaliyeti açısından uyku da çok önemlidir. Düzenli ve yeterli uykunun alınması şarttır. Çünkü büyüme hormonu genellikle uykuda salgılanır. Bu dönemde ruhî dalgalanma içinde olan gencin beslenmesinde düzensizlikler olursa ruhsal yükü artar. İşte bu sebeple beslenme dengeli ve yeterli olmalıdır.
- Son yıllarda ergenlik çağındaki genç kızlarda yeme bozukluklarında artış gözlenmektedir. Bunlardan en önemlileri zayıflık takıntısı (anoreksia nervosa), bulimia ve çok yeme sonucu aşırı şişmanlamadır.
Bir genç kızın sözleri:
«Fazla yedim ve kendimi suçlu hissediyorum. Kendimi şişman, çirkin ve değersiz görüyorum. Kendime zarar vermek, hasta etmek istiyorum. Sürekli kendimi başka kızlarla karşılaştırıyorum, özellikle de mankenlerle. Doktora görünmek isterdim ama annemle babamın fark edip bana zorla yemek yedirmesinden korkuyorum. Yeterince yemediğim için zaten endişeliler, biliyorum. Bazen okulda bir utanç duygusu geliyor, insanlar ne yaptığımı bilseler beni kınarlar diye düşünüyorum.»
- Bu tip yeme bozukluklarının en önemli sebebi, kadın ve moda dergilerinde kızlara ait beden dayatmasıdır. İnce, zayıf mankenlerin vücudu sanki idealmiş gibi gösterilmekte ve gençler tarafından böyle algılanmaktadır.
ANOREKSİA NEVROSA
- Genellikle genç kızlarda görülen zayıflama takıntısı ergenlik çağında ortaya çıkar. Bu rahatsızlık; aşırı kilo vermek ve yemek yemeyi reddetmek belirtileriyle kendini gösterir. Bu kızlar normal kilonun oldukça altında olmalarına rağmen şişmanlamaktan korkar, bedenlerinden rahatsızlık duyarlar. Yani zayıflık takıntısı olan genç kızlar, kendi boylarını, kilolarını ve vücutlarının şekillerini beğenmezler.
- Rahatsızlık ergenliğin başlangıcında ortaya çıkarsa, bedensel ve hormonsal gelişimi engelleyebilir. Meselâ adet görme gecikir, göğüsler çok geç büyümeye başlar.
- Genç kızı muayeneye getirdiklerinde 16 yaşındaydı ve sadece 38 kg geliyordu. Üstelik hayatî tehlike sınırına kadar zayıflamış olmasına rağmen kendini şişman olarak görüyordu. Neredeyse tüm zamanını yiyecek düşünerek geçiriyor, neyi, ne zaman yiyeceğini planlıyordu.
- Zayıflık takıntısı olanlar, kilo kaybetmek için çeşitli yöntemler uygularlar. Meselâ, kendi kendilerini kustururlar, müshil haplar alırlar, aşırı beden aktivitesinde bulunurlar veya iştah kesici haplar kullanırlar. Bu rahatsızlığa bulimia nervosa adı verilir.
BULİMİA
Aşırı iştahla büyük porsiyonlar halinde yemek yiyip sonra da kendi kendini kusturma şeklinde görülen bir rahatsızlıktır.
Belirtileri:
- Sürekli yemekle ilgilenirler ve yerken kendilerini kontrol edemezler.
- Kendi kendilerini uyararak kustururlar, zaman zaman çok sık diyet yaparlar
ve müshil (ishal edici) ilaçları yanlış amaçla ve fazla kullanırlar.
- Sürekli vücut şekli ve ağırlığı hakkında konuşurlar. Sanki yaşamlarının en önemli
olayı kilolarıdır.
- Bu gençler normalden hızlı yerler ve mideyi rahatsızlık duyacak kadar doldururlar. Daha sonra kendini suçlu, iğrenilecek durumda ve sıkıntılı hissederler. Aşırı yeme, özellikle genç yalnızken ve karnı gerçekten aç değilken olur.
Senem herkesin uyumasını bekliyor ve gece yarısı mutfağa gizlice girip bir şeyler atıştırıyordu. Genellikle cipsler, börekler, şekerli kekler, dondurma ve yaş pasta gibi aşırı yağlı ve kalorili yiyecekler tercih ettiğini ifade etmişti. Senem’in annesi, “Bizim yediğimizin 3-4 katını yiyor, sonra zorlayarak kusuyor” demişti.
- Aşırı yeme birkaç dakika veya birkaç saat sürebilir. Genç oburluğunun önüne geçemeyeceğini hisseder. Çünkü, yemek yemesi kontrolünde değildir.
- Davranışının mantıksız olduğunu fark ettiği için durumu mümkün olduğunca gizli tutar. Yiyeceklerin yokluğunun fark edilmesinden korktuğu için özel yiyecekler alıp odasında saklayabilir ve kutularını gizlilik içinde çöpe atar.
- Sonra kilo almamak için kusarak veya ishal olarak yediklerini çıkarma yoluna gider.
- Esin’in ailesi aldığı maaşı çikolataya yatırdığını anlatmıştı. Her defasında 30-40 paket çikolatayı yiyor, sonra da parmağıyla uyararak kusuyordu. Böylelikle fazla yediğini çıkararak kilo almayı önlüyordu (!). Tabii olan sağlığına ve maaşına oluyordu.
ŞİŞMANLIK
- Bu kişiler aşırı yiyerek sakinleşir ve rahatlarlar. Çocukların yüzde 15-20’sinin 6 yaşından itibaren kilo almaya başlaması dikkati çekmektedir. Kısıtlı zamanda aşırı gıda tüketimi olur. Normalden hızlı yer ve mideyi rahatsızlık duyacak kadar doldururlar. Daha sonra genç kendini suçlu, iğrenilecek durumda ve sıkıntılı hissederler.
YEME BOZUKLUKLARI NASIL ANLAŞILIR?
- Beslenme bozukluklarında belirgin bedenî belirtiler olmasına rağmen, çoğu zaman bunlar uzun süre fark edilmezler. Çünkü rahatsızlık yavaş ve düzenli olarak ilerler. Ayrıca bu kişiler davranışlarının anlamsızlığını fark ederler ve utançtan kaçınmak için bunları sır olarak saklayabilirler. Ailelerinin rejim ve egzersizlerini engellemesinden korkabilirler.
- Ama şu üç belirtiden rahatsızlığı anlamak mümkün olur: Anormal gıda tüketimi, yiyecek ve yeme takıntıları, vücut görüntüsünü beğenmeme.
YEME BOZUKLUKLARININ TEDAVİSİ
- Tedavi, vücut görüntüsünün beğenilmemesi halinin ortadan kaldırılmasının yanı sıra, normal vücut ağırlığının ve normal düzeninin yeniden kazandırılmasını hedefler. Beslenme bozukluklarının tedavisi oldukça zor ve uğraştırıcıdır. Başarılı sonuçlar genellikle, kişisel psikoterapi, aile tedavisi, ikna edici davranış terapisi ve ilaçlar gibi birden fazla metodun birlikte ve sürekli uygulanması sayesinde elde edilir.
AİLE NE YAPABİLİR?
- Beslenme konusunda aile genci bilgilendirmelidir. Bir gencin vücudunun zayıf değil güçlü yönlerini görmesi gerekir. Aynı zamanda yiyecekleri sevgi ve ilgiye alternatif olarak değil, bir enerji kaynağı olarak görmelidir. Çocuğa bunları öğretmenin en iyi yolu, ona örnek olmaktır. Anne-baba sağlıklı beslenmeli; sıkıldığında veya yalnız kaldığında değil acıktığında yemelidir.
- Çocuklarımıza yardım etmenin başka bir yolu düzenli olarak egzersiz yapmalarını teşvik etmektir. Egzersizin her yaşta faydası vardır, ama gençlik döneminde vazgeçilmez önemdedir.
- Beslenme bozukluğundan şüphe edildiğinde çocuğu muayene ettirmeli ve bu konuda dikkatli olmalıdır. Anoreksia 13-14 ve 17-18, bulima 13 ile 25 yaş arası zamanda en çok görülmektedir.
- Özellikle anoreksia’nın hayati tehlikesi vardır ve hasta genellikle hastaneye yatırılarak tedavisi yapılır.
BUNLARA DİKKAT!
- Çocukların yeme konusundaki takıntıları daha çok ebeveynin yanlış tutumundan kaynaklanır. Sağlıklı çocuklar yetiştirme konusundaki titizliğimiz, yemek konusunda özellikle birçoğumuzun kilo, görüntü ve diyetler hakkında anlamsız endişelerimiz olduğu zaman iş çığırından çıkabilir. Çocuklarımızın gerektiği gibi yediğine emin olarak iyi ebeveynler olmaya çalışırız. Çok sıklıkla, sağlıklı tercihler sunmak ve çocuklarımızın aç olduklarında yiyeceklerine ve doyduklarında duracaklarına güvenmek yerine bu tabii sürece müdahale ederiz
- Farkında olmadan böylelikle yeme düzensizliklerinin tohumlarını ekeriz.Bu yüzden bir çok yeme bozuklukları çocuklukta başlar, ergenlikte ciddi boyutlara ulaşır.